25 Binden 3 bine nasıl çektim? | Marmara Tıp Fakültesini
mezun senemde nasıl kazandım?
“Mezuna kaldım
sence bu sene kaç bine çekerim?” Bu sorularınıza yanıt olması açısından bu
sene mezun olarak hazırlanıp Marmara Tıp’ı kazanan bir arkadaşımın yazısını
paylaşacağım. Çalışacakların bileklerine kuvvet,zihinlerine açıklık❤
.
“Mezuna kalmak, çalıştığım bir senenin herhangi bir
anında düşünmediğim bir kavram. Öyle ya, çalışıyordum ve en kötü ihtimalle bir
mimar olabilirdim. Nitekim gelen sınav sonuçları yanıtlamıştı beni. Ygsde 23
lysde de 25 bindeydim. Ygs sonuçlarıma sevinmiş lys sonuçlarını gördüğümdeyse
Dokuz Eylül mimarlık mı versem Marmara makine mi diye düşünmüş hemen sonra
Dokuz Eylül mimarlığı büyük bir memnuniyetle benimsemiştim. Ailem de durumdan
memnundu her ne kadar doktor olmamı çok istiyor olsalar da. O gün iyice rahatlamış
ve yine o günün akşamında aynı rahatlıkla sosyal medyada gezinirken bir
fotoğrafa rast gelmiştim. Mezun olduğum liseden önceki sene mezun olan birinin
bir yakını bahsettiğim kişinin sınav sonuçlarını paylaşmıştı. Ilk yıl ilk 30
bin içerisine giremeyen o şahıs hemen sonraki sene 4300 lerde bir siralamaya
girmişti. Çok kısa bir süre düşündükten sonra yarı uzanmış halde bulunduğum
koltuktan doğrulmuş ve kendi kendime ben de yapacağım demiştim. Ailemi ikna
etmek zor olmamış ve sonraki gün gidip dershanenin birinde kayıt yapmıştım. Çok
inançliydim ve aklımda tek bir kelime vardı: başarmak. Düşüncelerimi kurumun
müdürüyle de paylaşmış önceki seneden kalma bir set kitapla birlikte her gün
erkenden uyanıp etütlere kalıyordum. Sonrası çorap söküğü gibi gelmişti zaten. Çok sıkmıyordum kendimi ama düzeni de hiç
bozmuyordum. Tüm yaz günde ortalama beş saat çalıştığım için sene başında
yapılan deneme sınavında da başarılı olmuştum. Dershanenin en iyi
sınıfındaydım. Sınıf ciddi anlamda başarılı öğrencilerle doluydu. En büyük
rakip olarak kendimi görsem de kendime, diğer herkesi de geçmek istiyordum.
Sıkı çalışmama rağmen neredeyse hiç birinci olamadım. Çoğu kez aldığım sonuçlar
hezimet denebilecek düzeydeydi ama hiç bir zaman moralimi bozmadım ve her an
inandım. Başaracağıma dair bir şüphem yoktu. Ne zaman ki ygs geldi çattı kendi
kendimi motive ettim ve çok da iyi bir sınav çıkardım.
Yıllarca girdiğim ygs denemeleri sayısı yüzü aşsa da ilk defa sınavda 470 puan aldım. Dershanede de birinci olmakla kalmamış ikinciye yirmi puan fark atmıştım. Çok mu iyiydi bilgim? Hayır, asla. Benden çok daha iyi çalışıp çok daha fazla bilgiye sahip bir çok arkadaşım vardi ama en çok ben inanıyordum. Başarmak en çok da inanmaktan geçiyordu. Ygsde aldığım 1200 siralama sonraki üç ay boyunca çok avantaj olsa da lys netlerini bir türlü arttıramadım. Zaman zaman geçen sene yaptığım netlerden daha kötü yaptığım bile oldu ama ne olursa olsun sonuna kadar taşımaya kararlıydım. Aynı konuyu defalarca kez çalıştığım aynı soruyu defalarca kez çözdürdüğüm oldu ama asla yapamayacağım demedim. İnanmak, çok güzel duygu. Seri denemelerde bile yapamadığım netlerin çok daha iyisini lysde de yaptım. Sıralamam iki bin geldi okul puani üç binlere atsa da her hafta ne çalıştım kaç soru çözüp ne kadar süre konu çalıştım hepsini bir bir not ettiğim kağıtların arkasına adimla beraber yazdığım Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandım. Şimdi geriye dönüp baktığımdaysa hızla akıp geçen bir yıl ve inanmanın gücünü görüyorum. İnanmak, kimisine göre kavli dua kimisine göre evrenin yardımı kimsine göre de içteki gücü dışarı çıkaran anahtar.. öyle ya da böyle başarma yolunda en önemli azık. Bir hedef bir harita ve şaşmayan bir inanç.. hepsi bu. – Mevlüt Bayazan
Yazıyı @berkmd hazırlamıştır. İnstada @berkmd yi takip edin Kendisi de tıp fakültesinde okumaktadır. Bu yazı Berkmd nin izniyle yayınlanmıştır. Başka bir sitede yayınlanması yasaktır.